Hoş geldiniz

Bir cennet. Bir pencere. Bir umut.

 

letişim kurmaya çalışırken yanlış anlaşılmaktan yorgun düştüyseniz Babel sizin için biçilmiş kaftandır. Sanat gıdanızı humus, baharat ve kaşık kaşık çukulata likörü ile karışık almaktan hoşlananlardansanız o zaman Babil size ulaşacaktır, gerisi size kalmış. Sizi endişelendiren ve yaptığınızdan  soğutan değil de kendinizi rahat ve yatışmış hissedeceğiniz bir web sitesi aramaktan bitap düşmüş ve hayal kırıklığına uğramışsanız, o zaman Babil`e hoş geldiniz.

 

aha başlangıçta, naçizane ve kısaca şunu ortaya koymak isteriz: Eğer ben merkezli biri iseniz ve bu siteyi kazara bulduysanız, lütfen bizi tanıdık birilerine havale edip silahlarınıza, hırs ve  vicdansızlıklarınıza  geri dönün. Bırakın bir başkası binsin gemimize ve birlikte geçelim azgın dalgaları.

 

aşlangıçta herkesin lisanının aynı olup diğer lisanların bundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı ile ilgili sorular binlerce yıldır insanlığı büyülemektedir, işte bu nedenle bizler de sanat ve düşüncenin elektronik ortamda hayat bulduğu çok kültürlü ve çok lisanlı bir günce inşa ettik. Tutkulu olanlar için şekillendirilmiş interaktif bir günce olan sitemizin sayfaları arasında birçok farklı lisandan, ülke ve disiplinden seçilen makaleler, mizah ve göze çarpan özellikler bulacaksınız.

 

ünümüz bilgi birikiminin büyük çoğunluğu penceresiz bir odada bulunan bir terminalde umutsuz bir şekilde iç geçirip objektif bir şekilde  bir spor sitesinden oyun sitesine ve oradan da porno sitesine gezinip duran sosyal olarak geri kalmışlar tarafından tıklanarak geçirmektedir. Neden, bunun yerine, Babele girerek maceracı göçebeleri bulup Avusturya’dan Ürdün’e nasıl gidileceğini sormasınlar, Amsterdam kanallarında ıslanmasınlar, veya  Afrika yada Adelaide`nin dikenli yollarında kendilerine yol aramasınlar?

 

nternet`e, sanki değersiz süs eşyaları ve bilezikler ve düdükler ve çanlar ve boğucu bir hızla yüklenen bilgilerin oluşturduğu bir elektrikli hiçlik aracılığıyla yaşanan, vatanı olmayan, kim olduğu bilinmeyen tekil bir tecrübe olarak yaklaşmak ne kadar yalnız ve sıkıcı olmalı. İnanılmaz bir hızla, yüklü miktarlarda bilgiyi sadece önünüze koymak yerine bizler içeriğimizin derinliği ve uzunluğuna odaklanmayı tercih ediyoruz.

 

ykudan mahrum etme ve sabırsızlığı diğer web sitelerine bırakırken bizler günlük yaşam ritmimizi korumaya, bu arada gözlerimizi de unutmayalım, eğitimli tartışmalar ve düşünceler arası sosyal ilişkileri internette gezinmeye müptela olmuş bir web hastasının paramparça olmuş dikkat süresini uyanık tutmaktan daha önemli bulduğumuz bir arena yaratmaya odaklanıyoruz.

 

abel’i elektronik ortamda yayınlamakla, en az kitap listelerine ulaşma konusuna yıl ortası raporunun vurduğu darbe ile hallolunduğu kadar önemli olan bir boşluğu dolduruyoruz. Moda ve davranış konularına o kadar fazla web sitesi o kadar fazla önem bahşediyor ki geçmişin arşivlenmesi ve sanatların geleceği hemen hemen tamamen  ihmal edilmiş ve bu yeni tomurcuklanan ortamın dışına itilmiştir.

 

ağımızın genel alaycı rahatsızlıklarına duygusuzcasına ibadet etmek bizim işimiz değil. Bizler Altmışlı yılların dünyanın yüzyıllardır şahit olmadığı sanatsal bir Rönesans  başlangıcı olduğunu idrak ediyoruz. Görüşümüz günümüz teknolojisini bu Rönesansı daha da ileri götürmeye dayanmaktadır, ancak yüksek teknolojiye on iki telli bir gitardan daha fazla tapınmayı planlamıyoruz.

 

u antik rüyayı gerçekleştirebilmek bizleri bir çok önyargılarımızdan arındırabilir, ancak gerçek dünyadan uzak kalma cesareti ile yetinmek de bizim işimiz değil, böyle olunca bizlerde galerileri, tiyatroları, opera binalarını, sinemaları, klüpleri, tavernaları, siber kafeleri ve ev eğlencelerini ziyaret edecek ve kapanış saati geldiğinde artık bu yepyeni bir iki bin yılın başlangıcında neler görmeye başladığımızı analiz edecek, harekete geçirip, farkına varacak ve kulaktan kulağa aktaracağız.

 

ünyayı sevmek bizim doğamızda vardır. Yabancılarla tanışıp onları etkilemekten hoşlanır ve karşılık olarak ta bize ilham verenlere fırsatlar sunar, kokteylleri hazırlar ve arkadaşlarımızı John Woo, Peter Greenaway, Patricia Rozema ile bir tartışma gecesine yada Arthur Rimbaud, Italo Calvino, Jerry Garcia, Kurt Cobain, opera, erotica ve etrafa saçılmış harikulade cesetler hakkında konuşmaya davet ederiz.

 

nternet konuşma odalarımızda, bültenlerimizde ve lisan merkezimizde sözel geleneği vurgulamanın yanı sıra geniş kapsamlı ve sayfa sayfa çevirebileceğiniz, zengin içerikli web sayfaları sunuyoruz; bunu demekle, nerede olursanız olun bilgisayarınızın sürücüsünün derinlerinde sıkıştırılmış ve Basque dili, Brezilya, Portekiz, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Hollanda, İngiltere, Finlandiya, Fransa, Almanya, Glosa, Yunanistan, Macaristan, İtalyan, Lüksemburg, Norveç, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya,  Sırbistan, Slovenia, İspanya, İsveç, İsveç Almancası, Tagalog, Türkçe, Ukrayna dilerinde...

 

animarka, El Salvador, İngiltere, Fransa, Almanya, Hawaii, İsrail, İtalya, Polonya, Portekiz Romanya, Rusya, Slovakya, İspanya, İsviçre, Hollanda, Türkiye, Ukrayna, ABD, Venezuela, Yugoslavya, Arjantin, Avustralya, Avusturya, Brezilya, Bulgaristan, Kanada, Şili....

 

ikago, Delft, Gilroy, Hollister, Horst, Kailua-Kona, Leeds, Liverpool, Ljubljana, Lousiana, Madrid, Manchester, Melbourne, Modena, Montpellier, Moskova, Mt.Waverley, Napoli, New York, Oakland, Olathe, Oporto, Ottawa, Pontevedra, Portland, Poznan, Pyatlgorst, Quebec City, Ranica, Rome, Rosario, San Antonio, San Fransisco, San Salvador, Santiago, Sao Paulo, Sarasota, Seattle, South Korea, Suceava, St.Vincent de Tyrosse, Ste-Brigittte-de-laval..

 

acoma, Nevada çöllerinde Yanan Adam çukurlukları, Dalleler, Tokyo, Toronto, Tucson, Untersiggentha, Vanderhoof, Varna, Sao Vinhedo, Vitoria-Gasteiz, Waterloo, Woodstock, Zaporozhye, Aarhus, Ankara, Arlington, Atina, Austin, Berlin, Beaumaris, Belgrade, Berkeley, Boston, Bozen,  Bucharest, Buenos Aires, Caracas, Carlton, Cernier.. bir yerlerde, kafeterya masasında yapılan tartışmalar...

 

ezegenimizin ilgilendiren her şey bizim alanımıza girecek. Binlerce uluslararası bağlantı ve mümkün olduğu kadar fazla lisanda iletişim kurabileceğimiz çeşitli yöntemler içeren gerçek bir web sitesi dünyası sunduk sizlere. Eğer ki dünya vatandaşına  bir kaç özgün düşünce sunabiliyor, ve  dikkatini, sürekli olarak hareket eden bilgi dünyasının yarattığı boğucu etkiden bir süre de olsa uzaklaştırmasını sağlayabiliyorsak, itici inşa nedenimizi haklı çıkarmış sayacağız kendimizi.

 

ünkü, balçık kaplı, kimyasal yollarla artırılmış, varoşlarda ömür süren bu dünya sizin yumuşakçanızdır. Bir diğer deyişle, bu yumuşakçanın içindeki inci tanesine dikkatinizi çekeriz. Çünkü siz şanslı olanlardan bir tanesisiniz, cennetteki hemen her şey size dünyanın daha yaşanılası bir dünya olması için hedefinizi tespit etme fırsatını vermek üzere sıraya geçiyor. Daha da tercüme edersek: İyi bir şey yapıyoruz. Konuya her ne şekilde yaklaşırsanız yaklaşın,  sonuçta o inciyi bulmaya mahkumsunuz.

 

ecnunlar, artık direnmek zorundasınız. Yeter demek için daha ne kadar bekleyeceksiniz?  Kalbiniz koyuverene kadar ne kadar acı ve günaha dayanabilirsiniz? Bir şeylerin durdurulması, yavaşlatılması veya en azından bir düzene konulması gerekiyor. Bunu yapabilecek gücünüz var. Bu gücü kullanmaya da hakkınız var. Ama gönlünüz olmayabilir.  Belki de, evet derseniz, bir başkasının yaşamını bozacakmış gibi hissedersiniz. Belki de, gücünüzü vurgulamakla  zincirleme bir etkileşim yaratıp, bitirmek istemediğiniz bir başka şeyin sonunu yaratacağınızdan endişelenmektesiniz. Öyleyse, usta ve nazik olun. Ama, tabii ki, aynı zamanda güçlü olmaya devam edin.

 

ilginin gücü getirdiğini hatırlayın. Güç sorumluluk getirecektir, sorumluluk ise şefkat. Şefkatle beraber anlayış hakim olacaktır. Anlayış ise bilgi getirecektir. Çünkü, yaşamda en iyi şeyler ücret ödemeden alınabilen şeyler olagelmiştir. Satın alabileceğiniz şeylere en yakın şeyler ücretsiz olanlardır. Gerçek sevgiyi, örneğin, hiç bir şey satın alamaz.

 

üphesiz, eğer gerçekten isterseniz, dikkat, şan ve hatta gözle şefkat gösterileri de satın alabilirsiniz. Bu anlamda gerçek kişisel doyum da aynı şekilde paha biçilmezdir. Ama bunun yanı sıra yeterli nakit paranız var ise , kendinizi bir şekilde önemli, yetki sahibi, saygın ve olan bitenle ilgiliymiş gibi hissedebilirsiniz. Fena değil ha? Hayır, gerçek McCoy`u denememişseniz hayır. Günümüzde insanların kazanmak istediği şey piyango değil. Aslında. Kazanılmak istenen şey hep en üstte olmak, ikinci sıradakilerin göremediklerini görmüş olma bilgeliği.

 

abancı düşmanlığı sayısız savaş ve nefret duygusuyla işlenen suçlara neden olmuştur. Son tahlilde,  konu aslında kimin derisinin renginin ne olduğu yada hangi kabilenin hangi putlara yada destanlara tapındığı değildir, konu kişinin aslıdır: bildik olmayan görenekler ve görünmez kutsallıklar diğer kültürleri dışlamak için birer neden olamazlar. Bunlar aydınlanmanın (ve kişinin mecazlardan ne anladığıyla) mücadele etmesi gereken meydan okuma davranışlarıdır. Eğer ki herhangi bir ırkın vatandaşları bir başka ırkın vatandaşlarını kabul ederlerse liderler bunun farkına varacak ve onlara karşı durmaktansa onlarla beraber çalışacaktır. Hepimizin aynı kökten geldiğimizin farkına varana kadar savaşlar bitmeyecektir. Yani düşmanınızı sofranıza ortak edeceksiniz.

 

eunes au coeur, unissent et succed‘ents. Şimdi; uzunca bir zamandır yapmak istediğiniz gezi konusunda düşüncelerinizi toparlamak için en uygun fırsat çıktı. Kendinizi İnternette geziniyorken bulabilirsiniz, Kütüphanede yada Bilim müzesinde keşifler yapıyor, harita talimatları çiziyor yada herhangi bir araştırmaya yada yıllardır özlemle bağlanılmış olan bir konuya en uygun alanların neler olabileceği konusunda kararlar veriyorken bulabilirsiniz.

 

atta herhangi bir ülkede değişikliğe yardımcı olabilecek bir takım durumları keşfedebilirsiniz. Gün sizin gününüz artık size de ihtiyaç var. Yaşlı bir insana yardım etmeye veya bir çocuğa bir şeyler öğretmeye zaman ayırarak kendi günlerinizi kendiniz yaratacaksınız. Hemen bugün birikmiş enerjinizi atabilmek için bir yürüyüşe çıkmakla(belki de pazara giderek) hareket edin.

 

zunca zamandır okumak istediğiniz o kitabı bulun ve TV yi kapatıp içeride yada balkona oturup dışarıda okuyun. Hikayedeki kahramanın yada aşığın yerine kendinizi koyarak yaratacağınız bir hayal eğlenceli olabilir. Korkmayın, çok yakında işler karşınıza dikilince nasıl olsa ayaklarınız yere basacak. En iyisi siz hemen başlayın ki daha sonra uyku zamanı gelene kadar kendinizi okumanın gizeminde saklayacak epey vaktiniz kalsın.

 

sunuzu, zekanızı kullanın, Tat alın. Kendinizi ifade edebilmenin yollarını bulun. Sığınabileceğiniz bir yer tespit edin. Fikirlerinizi kağıda, elektronik ortama, ses dalgalarına ve editöre dökün. Elinizi uzatın, birileriyle bağlantı kurun. O kaç zamandır yapmaktan ertelediğiniz telefon konuşmalarını yapın. Mektup yazın yada ailenize, arkadaşlarınıza doğum günü kartı atın. İleriye doğru kökten bir atılım yapın.. Sizi destekleyenlere, size inananlara minnettarlığınızı gösterin. Sevenlere yakın ilginizi sarf edin.

 

abel’e  hoş geldiniz. Sağaltım süreci başladı. Gerisi size kalmış. Bizler mümkün olmayanın başarılabileceğine inananlardanız. Bunu siz de biliyorsunuz.

Birbirimizi kollayalım,
Sevgilerimle,
Malcolm Lawrence
Başyazar

` Tercumesi: Dogan Sahin`gocyolu@yahoo.com

 

E-mail us!

Your Name:

Your E-mail:

Your Homepage:

Where are you from? Click on your region.

Babel: When was the last time a website made your heart race?

Comments:

 

towerofbabel.com is running Apache/1.3.28 (Unix) PHP/4.3.4 mod_perl/1.27 on FreeBSD

Apache is also being used by BobDylan, Zippo, Brian Wilson,
Intrepid Trips, and the Southern Poverty Law Center.

FreeBSD users include Babel -- Internet Café, Copenhagen, Denmark,
Berkeley Adult School, and Linux Online.

Check out our cyberspace neighbors in the real world

©1995-2004 towerofbabel.com, All Rights Reserved.

Reproduction of material from any pages
without written permission is strictly prohibited.

 

Babel: Stone by stone...